Kayıtlar

23 NİSAN NASIL ÇOCUKLARLA ÖZDEŞLEŞTİ ?

Resim
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları milli mücadele yolculuğuna “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.” Parolasıyla çıkmıştı. Ülkeyi kurtarmak, bağımsızlığını sağlamak için canla başla çalışıyorlardı ve bu çalışmanın içerisinde bir düşünce daha vardı. Milli mücadelenin daha kararlı yürütülebilmesi için resmi bir yönetime ihtiyaç vardı. Bu nedenle 23 Nisan 1920 tarihinde İstanbul Hükümetinden bağımsız bir meclis açıldı. Ankara’da açılan bu meclisin adı Büyük Millet Meclisi olarak verildi. Aynı zamanda meclisin ilk başkanı Mustafa Kemal olarak seçilmişti. 1921 senesinde tasarlanan bir kanunla meclisin açılış günü olan 23 Nisan ülkemizin ilk milli bayramı olarak kabul edildi. O zamanlar  “23 Nisan Milli Bayram” adıyla resmi belgelerde kayıtlıydı. Kasım ayının 1922 yılında saltanatın kaldırılmasıyla 1 Kasım gününde Hakimiyet-i Milliye bayramı kutlanmaya başladı. 1 Kasım tarihi zamanla yerini 23 Nisan’a bıraktı ve bu seferde 23 Nisan Hakimiyet-i Milliye Bayramı oldu. 1921 s

TÜRK KÜLTÜRÜNDE BAYRAM

Resim
  Evet bizim kültürümüzde geçmişten bu yana bayram kültürü oldukça yaygındır. Bu bayramlar bizim için Milli Bayramlar ve Dini Bayramlar olarak iki ye ayrılır. Milli Bayramlar, daha çok Türkler için önemli olan zaferlerin milli bilinci hep diri tutabilmek adına Türk büyükleri tarafından bayram ilan edilmesi veyahut milli bilinçten ötürü Türk halkı tarafından coşkuyla kutlanmasıyla bayram ilan edilen günlerdir. Bu günlerin tekrarlı ve coşkulu bir şekilde kutlanması milli bilincin kuşaktan kuşağa aktarılması adına büyük önem arz eder. Birde Dini Bayramlarımız vardır bu ise daha çok İslamiyet’e geçtikten sonra İslam Dininde tüm İslam Aleminin kutlamasından ötürü bize de geçen bayramlardır ama bu bayramlarda da biz Türkler kendi örf ve adetlerimizle kendimize özgü kutlamaya devam ederiz. Birde İslamiyet’ten öncede Türklerin bayramları vardı bunlar ise Koçagan yani Nevruz Bayramı. Diğeri ise Paktıgan (Pakta) Bayramı. Daha sonraki yazılarımda bu iki bayramı daha detaylı açıklayacağımdan şuan

TÜRK MİTOLOJİSİ: TULPAR

Resim
  Tulpar’ın ismi Türk, Kırgız ve Altay mitolojisinde sıkça geçmektedir. Türk mitolojisinde yer alan Tulpar kanatlı bir at figürüdür. Pegasus ise benzerdir. Kırgızların Manas Destanı’nda bu uçan kanatlı atlara da yer verilmiştir. Arkeologlarda Kazakistan’da yapılan kazılarda Esik Kurganında bulunan Altın elbiseli adam isimli elbisenin başlığında Tulpar figürü vardır.   Genelde beyaz veya kara bir at olarak tasvir edilir. Beyaz kanatları vardır ve Tanrı tarafından yiğitlerin yardımcısı olması için yaratılmıştır. Tulpar sadece kanatlarını karanlıkta, büyük mesafeleri kat ederken açar. Çünkü inanışa göre Tulpar’ın kanatlarını kimse göremez eğer birisi Tulpar’ın kanatlarını görürse Tulpar’ın kaybolacağına inanılır. Avar, Lak, Andı, Dargı ve Tabasaran dillerinde de Tulpar’ın adı yaşamaktadır. Tulpar adına sadece yiğitler binebilirler. Türk efsanelerinde bir kişinin Tulpar’a sahip olabilmesi için yüreği ve bedeni güçlü olması gerekir.

TÜRK DİYARI BLOGU HAKKINDA

    Öncelikli olarak herkese merhaba.   Uzun zamandır Türk kültürünü, örf adetlerini ve Türklerle ilgili olarak öğrendiğim ve hala da öğrenmekte olduğum bilgileri paylaşabilmek bu kültürleri her zaman yaşatabilmeyi kendime amaç edinmiştim. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “ Türk! Öğün! Çalış! Güven !..” sözünden hareketle bu bloğu hayata geçirmeye karar verdim. Biliyorum ki kültürlerimizi öğrendikçe daha çok gelişecek ve Atalarımızın bizler için yapmış olduğu fedakarlıkların minnet borcunu bir nebze de olsa ödemeye gayret göstermiş olacağız. Bizler için yapmış oldukları fedakarlıkların karşılığını elbette ne yapsak ödeyemeyiz ve onlara büyük bir teşekkür borçluyuz. Bizlere emanet ettikleri bu vatanı daha iyiye taşımak hepimizin koşulsuz şartsız görevidir.   Biz Türkler çok zengin bir kültüre, tarihe sahip bir milletiz ve bu kültürlerimizi yaşatmamız, bilmemiz ve kendimizden sonraki nesillere aktarmamız gerekmektedir. Eğer kültürlerimizi, tarihimizi unutsak yok oluruz ama bunla